Satsan
Satsan
Satsan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Satsan

Forum,Satsan,fulloyun,oyun,film,indir,oyun indir,indirr,dizi,program,download
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
HOŞGELDİNİZ SATSAN FORUM
Rapidshare ve Hotfile'den sonra en büyük paylaşım sitelerinden biri olan Fileserve de kazanç sistemini kapatmış bulunmakta. Yapabileceğimiz birşey yok, biz diğer alternatif dosya paylaşım siteleriyle (Filejungle, filesonic, bitshare vs.) yolumuza devam edeceğiz. İlginiz için teşekkürler. Satsan
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Anahtar-kelime
En son konular
» internetten para kazanmak gelir sağlamak istiyosan içeri gel
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyC.tesi Eyl. 14, 2013 12:42 pm tarafından nannen23

» Soru Sorup Cevap Vererek Para Kazanmak İstermisiniz
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyPaz Eyl. 08, 2013 3:32 pm tarafından nannen23

» Age of mythology titans 1.03 patch ve crack
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyC.tesi Eyl. 15, 2012 2:43 pm tarafından nannen23

» mount blade warband 1.153 crack indir
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyC.tesi Ağus. 04, 2012 1:11 pm tarafından nannen23

» football manager 2010 full tek link indir
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptySalı Tem. 24, 2012 1:18 pm tarafından Satsan

» kolera inziva albümü indir dinle
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptySalı Tem. 24, 2012 1:18 pm tarafından Satsan

» eylem aktaş yarim şimdi neredesin mp3 indir
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyÇarş. Tem. 18, 2012 5:05 pm tarafından nannen23

» eylem aktaş beni unutma mp3 indir
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyÇarş. Tem. 18, 2012 5:04 pm tarafından nannen23

» eylem aktaş kömür gözlerin mp3 indir
 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyÇarş. Tem. 18, 2012 5:03 pm tarafından nannen23

Ekim 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031   
TakvimTakvim
Ortaklar
bedava forum


 

  TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Satsan
Mareşal
Mareşal
Satsan


Mesaj Sayısı : 291
Kayıt tarihi : 18/11/11
Yaş : 28
Nerden : Bursa

 TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi Empty
MesajKonu: TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi    TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi EmptyPerş. Kas. 24, 2011 5:59 pm

TAKVİMDEKİ DENİZ

Üstad bu şiirde ölümü deniz kisvesine büründürerek karşımıza çıkartıyor. **üme duyulan hasretin büyüklüğü denizin derinliğiyle vücut buluyor:

Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin
Ve o kadar bucaksız...

Kendisini içine çekecek olan deniz, ömrün günlerinin tükenmesiyle gün ışığına çıkan ölüm gibi yaprakları tükenmiş, kullanılmış bir takvimde tüm haşmetiyle çalkalanıyorken çıkar karşısına:

Ta karşımda, yapraksız,
Kullanılmış bir takvim...
Üzerinde bir resim:
Azgın, sonsuz bir deniz;
Kaygısız, düşüncesiz,
Çalkanıyor boşlukta.

Kendisinin ölüm karşısındaki acizliğini belirtmek istercesine, kendisini, gördüğü gemiyi denizin içinde bir nokta olarak tasavvur ediyor:

Resimdeyse bir nokta:
Yana yatmış bir gemi...
Kaybettiği âlemi
Arıyor deryalarda.

Birden resmin içinde buluyor kendisini. Ve kendisini kaybetmesine yol açıyor bu yolculuk:

Bu resim rüyalarda
Gibi aklımı çeldi;
Bana sahici geldi.
Geçtim kendi kendimden,

O kadar kendisini resmin içinde hisseder ki, artık denizin ıslaklığını yüzünde, yosunlarını ise ciğerinde hissetmektedir:

Yüzüme, o resimden,
Köpükler vurdu sandım;
Duymuş gibi tıkandım,
Ciğerimde bir yosun.

Artık önüne hiçbir engelin çıkamayacağına ve hasretini çektiği denize varacağına bütün benliğiyle inanmaktadır.Ve eğer varamazsa bu hasretin onu yakacağını belirtirken denize kavuşmanın bir yok oluş değil, asıl kavuşamamanın onun için bir yok oluş olacağını dile getirmektedir:

Artık beni kim tutsun?
Denizler oldu tasam.
Yakar, onu bulmazsam,
Beni bu hasret, dedim,
Varırım, elbet, dedim,
Bir ömür geze geze,
Takvimdeki denize.

Birden o kadar hasretini çektiği vuslatla karşılaşınca hayretler içinde kalır. Hem bekler, hem de yüz yüze gelince şaşkınlığa düşer. Birden odasının içine denize yolculuğun habercisi olarak meltem dolmuştur. Artık yolculuğun başlayacağının hem eşyalar hem de kendisi farkındadır. Yolculuğun başlayacağının farkına varan eşyalar birden odada kıyamet koparırlar:

Ne var, bana ne oldu,
Odama nasıl doldu,
Birdenbire bu meltem?
Ve dalgalandı perdem,
Havalandı kâğıtlar.
Odamda kıyamet var!

Vuslat habercisi olan meltem birden kanı donduracak bir etki oluşturur. Evet, bekleniyordur ama hesap edilmeyen bir şeyler vardır sanki. Her ne olursa olsun artık başlamıştır yolculuk:

Ah yolculuk, yolculuk!
Ne kadar baygın, soluk,
O gün bizde betbeniz;
Ve ne titrek kalbimiz
Ve eşyamız ne küskün!

İşte şimdi yolculuğun en azılı engelleyicileriyle karşı karşıyadır:

Yola çıktığımız gün,
Bir sıraya dizilmiş,
Gözyaşlarını silmiş,
Bakarlar sinsi sinsi.

Denize hicretin bir ayrılık, bir kopuş, bir terk ediş olduğunu gösteren sahne yaşanmaya başlamıştır. Birden her şey değişir:

Niçin o ânda hepsi,
Bir kuş gibi hafifler,
Arkadan geleyim der?
Niçin o güne kadar,
Dilsiz duran ne kadar
Eşya varsa dirilir,
Yolumuza serpilir?
Ufak böcekler gibi,
Gezer onların kalbi,
Üstünde döşemenin.

Şimdi kendisini bir karmaşıklığın ortasında bulur. Ama vuslat zamanı gelmiştir ve titrek kalp son oyunlara aldırmadan bu mahşerin içinden sıyrılır:

Bir gizli didişmenin
Saati çalar o ân;
Birden bakar ki, insan,
Her şey karmakarışık.
Ayırmak olmaz artık
Bir kalbi bir taraktan;
Ve kalb, ağlayaraktan,
Çekilir geri geri,
Terkeder bu mahşeri.

Ve şiirin en son kısmında tasavvur edilen sahnede, Üstad tarafından yaşanılanlar, bu mahşeri terk ederken Üstad'ın neleri arkasında bıraktığı ve bayram olarak gördüğü denize hicretin gönlü hafifliyor olsa bile dönüp arkaya bakmaktan kendisini alamadığı, Şair-i azam sıfatının nereden geldiği bir kez daha gözler önüne serilircesine dile getiriliyor:

Bu mahşerin içinden
O gün ben de geçtim, ben;
Nem varsa, evim, anam,
Çocukluğum hatıram
Ve ne sevdalar serde,
Bıraktım gerilerde,
Kaçar gibi yangından.
Rüzgârların ardından,
Baktım da süzgün süzgün,
Kurşun yükünü gönlün,
Tüy gibi hafiflettim,
Denize hicret ettim...

TAKVİMDEKİ DENİZ
Şiire biçim olarak baktığımızda ilk dikkat çeken ölçülü oluşudur. Hece ölçüsüyle yazılmıştır.( 7’li ölçü ) Şiirde şairin kendine özgü bir uyak kullanımı da vardır. Şiir tek bir benden oluşuyor. Dörtlük veya beyit gibi kısımlara ayrılmamış. Cümle bir dizede bitmiyor bazen iki bazen daha çok dize bir cümle oluşturuyor. Dizelerin ilk harfleri büyük harfle başlamış ve noktalama işaretlerine de dikkat edilmiştir.
Dil ve anlatım özelliklerine gelince ilk dikkat çeken dilinin sade oluşudur. Söz sanatları kullanılmış. Şairin kendine özgü imgeleri kullandığını görebiliyoruz.”**üm” sözcüğü şiirde hiçbir yerde geçmiyor ancak “deniz “ sözcüğü ölümü ifade etmektedir. Denize duyulan hasret ölümü istemektir . Kendisi o takvim yaprağında gördüğü gemi gibi uçsuz bucaksız denizde küçücük bir noktadır.**üm karşısında kendisini aciz görüyor. Şiirdeki kelimeler, çoğu zaman gerçek anlamları dışında kullanılırlar. Parnasizm ve sembolizmin etkileri vardır. Objeler ve bu objelerin şiirdeki işlenişlerini değerlendirdiğimizde, karşımıza “ metafizik endişeler içinde kıvranan, dünya ile âhiret arasında sıkı ilgiler kuran, derin düşünceler içinde muzdarip bir insan” portresi çıkmaktadır

TAKVİMDEKİ DENİZ VE **ÜM TEMASI

**üm ve şair... **ümün şairin şiirlerindeki yeri o kadar büyüktür ki, Çile başyapıtının bir bölümü ölüme ayrılmıştır. Tabi bu, ölümün sadece bu bölümdeki şiirlerle sınırlı kaldığı anl***** gelmiyor, çünkü Şair neredeyse her şiirinde umut ve ölümü ustalıkla bir arada barındırmayı bilmiştir. Belki de Çile'yi okuyan insanlar üzerinde küçük bir anket çalışması yapılsa ve aklınızda en çok kalan şeyi tek kelimeyle ifade eder misiniz diye sorulsa, verilecek cevaplarda en fazla ölüm mefhumu yer alır. Şair ve ölüm mefhumu öyle bütünleşmiştir ki, şairin ölüme bakışı bir çok makaleye hatta kitaba konu olmuştur. ( Necip Fazıl şiirinde ölüm senfonisi-Ekrem SAĞIROĞLU ) Şairin iç dünyasının yansıması olan şiirleri okunduğu zaman, birçok şiirin ortak özelliğinin ölüme duyulan özlem ve mutlak huzur için terk-i dünyanın şart olduğu görülür.

"An oluyor bir garip duyguya varıyorum,
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?.."
diyen Şair bu garip duygudan kurtulmasının panzehirini de şöyle dile getirmektedir:

"**üm ölene bayram, bayrama sevinmek var
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var"

Şairin ölüm konusundaki görüşleri ciltler dolduracak kadar inceleme ve araştırmalarla ele alınabilecek değerdedir ; ama şair Takvimdeki deniz şiirinde ölümle ilgili düşüncelerini öyle güzel özetlemiş ki, aslında hiçbir açıklamaya yer bırakmamış.

TAKVİMDEKİ DENİZ ŞİRİNİN İNCELENMESİ

Şair bu şiirde ölümü deniz kisvesine büründürerek karşımıza çıkartıyor. **üme duyulan hasretin büyüklüğü denizin derinliğiyle vücut buluyor:

Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin
Ve o kadar bucaksız...

Kendisini içine çekecek olan deniz, ömrün günlerinin tükenmesiyle gün ışığına çıkan ölüm gibi yaprakları tükenmiş, kullanılmış bir takvimde tüm haşmetiyle çalkalanıyorken çıkar karşısına:

Ta karşımda, yapraksız, uyakların incelenmesi :
Kullanılmış bir takvim... – z : yarım uyak
Üzerinde bir resim: - im : tam uyak
Azgın, sonsuz bir deniz;
Kaygısız, düşüncesiz,
Çalkanıyor boşlukta.

Kendisinin ölüm karşısındaki acizliğini belirtmek istercesine, kendisini, gördüğü gemiyi denizin içinde bir nokta olarak tasavvur ediyor:

Resimdeyse bir nokta: - a : yarım uyak
Yana yatmış bir gemi... – i : yarım uyak
Kaybettiği âlemi
Arıyor deryalarda.

Birden resmin içinde buluyor kendisini ve kendisini kaybetmesine yol açıyor bu yolculuk:

Bu resim rüyalarda
Gibi aklımı çeldi; - di : redif - l : yarım uyak
Bana sahici geldi.
Geçtim kendi kendimden,

O kadar kendisini resmin içinde hisseder ki, artık denizin ıslaklığını yüzünde, yosunlarını ise ciğerinde hissetmektedir:

Yüzüme, o resimden, - den : redif - im : tam uyak
Köpükler vurdu sandım;
Duymuş gibi tıkandım, - dım : redif - an : tam uyak
Ciğerimde bir yosun.

Artık önüne hiçbir engelin çıkamayacağına ve hasretini çektiği denize varacağına bütün benliğiyle inanmaktadır ve eğer varamazsa bu hasretin onu yakacağını belirtirken denize kavuşmanın bir yok oluş değil, asıl kavuşamamanın onun için bir yok oluş olacağını dile getirmektedir:

Artık beni kim tutsun? - un : tam uyak
Denizler oldu tasam.
Yakar, onu bulmazsam,
Beni bu hasret, dedim, - dedim : redif - et : tam uyak
Varırım, elbet, dedim,
Bir ömür geze geze,
Takvimdeki denize.

Birden o kadar hasretini çektiği vuslatla karşılaşınca hayretler içinde kalır. Hem bekler, hem de yüz yüze gelince şaşkınlığa düşer. Birden odasının içine denize yolculuğun habercisi olarak meltem dolmuştur. Artık yolculuğun başlayacağının hem eşyalar hem de kendisi farkındadır. Yolculuğun başlayacağının farkına varan eşyalar birden odada kıyamet koparırlar:

Ne var, bana ne oldu,
Odama nasıl doldu,
Birdenbire bu meltem?
Ve dalgalandı perdem,
Havalandı kâğıtlar.
Odamda kıyamet var!

Vuslat habercisi olan meltem birden kanı donduracak bir etki oluşturur. Evet, bekleniyordur ama hesap edilmeyen bir şeyler vardır sanki. Her ne olursa olsun artık başlamıştır yolculuk:

Ah yolculuk, yolculuk!
Ne kadar baygın, soluk,
O gün bizde bet beniz;
Ve ne titrek kalbimiz
Ve eşyamız ne küskün!

İşte şimdi yolculuğun en azılı engelleyicileriyle karşı karşıyadır:

Yola çıktığımız gün,
Bir sıraya dizilmiş,
Gözyaşlarını silmiş,
Bakarlar sinsi sinsi.

Denize hicretin bir ayrılık, bir kopuş, bir terk ediş olduğunu gösteren sahne yaşanmaya başlamıştır. Birden her şey değişir:

Niçin o ânda hepsi,
Bir kuş gibi hafifler,
Arkadan geleyim der?
Niçin o güne kadar,
Dilsiz duran ne kadar
Eşya varsa dirilir,
Yolumuza serpilir?
Ufak böcekler gibi,
Gezer onların kalbi,
Üstünde döşemenin.

Şimdi kendisini bir karmaşıklığın ortasında bulur. Ama vuslat zamanı gelmiştir ve titrek kalp son oyunlara aldırmadan bu mahşerin içinden sıyrılır:

Bir gizli didişmenin
Saati çalar o ân;
Birden bakar ki, insan,
Her şey karmakarışık.
Ayırmak olmaz artık
Bir kalbi bir taraktan;
Ve kalb, ağlayaraktan,
Çekilir geri geri,
Terk eder bu mahşeri.

Şiirin en son kısmında tasavvur edilen sahnede, Şair tarafından yaşanılanlar, bu mahşeri terk ederken şairin neleri arkasında bıraktığı ve bayram olarak gördüğü denize hicretin gönlü hafifliyor olsa bile dönüp arkaya bakmaktan kendisini alamadığı, Şair-i azam sıfatının nereden geldiği bir kez daha gözler önüne serilircesine dile getiriliyor:

Bu mahşerin içinden
O gün ben de geçtim, ben;
Nem varsa, evim, anam,
Çocukluğum hatıram
Ve ne sevdalar serde,
Bıraktım gerilerde,
Kaçar gibi yangından.
Rüzgârların ardından,
Baktım da süzgün süzgün,
Kurşun yükünü gönlün,
Tüy gibi hafiflettim,
Denize hicret ettim...

Son olarak ölüm teması ve Necip Fazıl deyince şu mısraları söylemeden olmaz **ümün bir yok oluş değil, tam aksine mutlu bir yeniden var oluş olduğunu anlatan ne anlamlı mısralardır bu mısralar.

**üm güzel şey, budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?...

SÖZ SANATLARI

Hasreti denizlerin : hasret insana özgü olan bir duygudur , burada bu özellik denize verilerek “ teşhis” kişileştirme sanatı yapılmıştır.

Hasreti denizlerin hasret denize benzetilmiş benzetme yönü de derin oluşudur
Denizler kadar derin benzetmenin dört öğesi de kullanılmış olduğundan tam teşbihtir.
Benzeyen hasret , benzetilen deniz , benzetme yönü derin oluşu , benzetme edatı kadar

Hasreti denizlerin, Bir sözün etkisini güçlendirmek amacıyla bir şeyi ya olamayacağı
Denizler kadar derin bir biçimde anlatmak ya da olduğundan pek çok veya pek az
Ve o kadar bucaksız... göstermeye mübalağa denir. Burada hasretin derinliği mübalağalı bir biçimde söylenmiştir.

Azgın, sonsuz bir deniz; kaygı duymak insana özgü olan bir duygudur , burada bu
Kaygısız, düşüncesiz, özellik denize verilerek “ teşhis” kişileştirme sanatı yapılmıştır.
Çalkanıyor boşlukta

Niçin o ânda hepsi, cevap alma amacı gütmeden, duyguyu ve anlamı güçlendirmek için Bir kuş gibi hafifler, soru yoluyla anlatılmıştır istifham / teşhis-i intak
Arkadan geleyim der? İnsana özgü niteliklerin başka varlıklara aktarılmasına, onlara kişilik kazandırılmasına “teşhis”; onların konuşturulmasına da “intak” denir. İntak sanatının bulunduğu her yerde teşhis sanatı da vardır.

Terk eder bu mahşeri. Mahşer yeri gibi oda oda mahşer yerine benzetilmiş
Bu mahşerin içinden yalnızca “mahşer” kullanılmış , benzetilen var.
O gün ben de geçtim, ben; yalnızca benzetilenle yapılan istiareye açık istiare denir.

Ve ne sevdalar serde, kargaşa ve telaş yangına benzetilmiş
Bıraktım gerilerde, yalnızca benzetilenle yapılan istiareye açık istiare denir.
Kaçar gibi yangından.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://satsan.yetkin-forum.com
 
TAKVİMDEKİ DENİZ şiiri incelemesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Satsan :: Etüt Odası :: Türk Edebiyatı-
Buraya geçin: